PEKİ YA SONRA ? AVUKATLIK 101

    

    Şimdi okuyacaklarınızı üniversitesiden mezun olmanın akabinde hemen avukatlık stajına başlamış, hakim-savcılık sınavına dahi girmeyi aklından geçirmemiş, fakülte döneminde ve öncesinde sadece avukat olmayı kafaya koymuş ve başarmış bir hukukçu olarak kaleme alıyorum. 

    Hukuk fakültesinden yorucu bir eğitimin ardından mezun olduk. Okulu uzatmadım. Üniversiteyi, hele ki hukuk fakültesini 4 yılda bitirmenin başarı olduğu kanaatimdeyim. Avukatlık stajını kendi memleketim olan Tarsus'ta tamamladım. İçi sizi dışı beni yakar. O konulara pek değinmeden geçmek istiyorum. Gülü seven dikenine katlanır misali 1 yılın ardından ruhsatımı aldım.

    Şimdi ise önümde iki seçenek vardı. Ya kendi ofisimi açıp hayata atılacaktım. Ya da bir büroya bağlı çalışıp çok az ücret ve yorucu bir serüvene başlayacaktım. Ben her zaman olduğu gibi kendi göbeğimi kendim kesmeyi tercih ettim ve bir hışımla ofis açtım.

    Kararımı elbette ki ailem de destekledi. Ne de olsa sponsora ihtiyacım vardı. Günümüz şartlarında bir ofis açmanın maliyeti en az yüz bin türk lirasıdır. Üstelik memleketim olan Tarsus'ta boş daire bulmakta neredeyse imkansız. Merkezdeki binalar çok eski ve ofis için uygun değil. Ancak ben istediğim gibi bir yer bulabildim.

    Ve işte hayata atıldım. Sağımda mesleğin artık yapılamaz hale geldiğini söyleyen üstatlarım, solumda ise mesleği bırakıp başka işler yapan ve bana "sürünme" telkinleri yapan eski meslektaşlar. Ardımda fakülteden bıraktığım arkadaşlarım, yanımda ise ailem var. Türkiye'de genç bir avukatın yaşadıkları ve kuvvetle muhtemel yaşayacakları bu şekilde değerli okuyucular. Siz siz olun doğru bildiğiniz yoldan ayrılmayın. Bazen gözü karartıp karanlığa koşmak gerek. Belki birileri taş döşemiştir. Sevgi ve selamlarımla.


Av. Berk Dokucu


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN !

İTTİFAKLARDA ÇELME TAKMA YARIŞI ! YEREL SEÇİMLERDE SON DURUM NE?